Ülkemizin çok değerli yatırımcısı, tasarımcıları, yüklenicileri, taşeronları, işletmecileri, bina sahipleri ve binanın acil durum sorumluları için, çok önemli bir hatırlatma ve buna bağlı çözüm önerisi;

“BİNALARIN YANGINDAN KORUNMASI HAKKINDAKİ” Yönetmeliğin”, getirmiş olduğu yasal sorumluluğunun 19. yılına girdik.(1992 İBB yangından korunma yönetmeliğinin yürürlüğe girmesinden itibaren). Bu süreçte yangın sektörünün çok değerli temsilcilerinin ciddi emekleri ve mücadeleleri olmuştur.

Ülkemizde, “BALTA, KANCA, KÜREK VE KOVA” döneminden, böyle bir sürece geçiş ile birlikte bir bina için yapılan yatırımların, %1 – %5 arasında ciddi maliyet getiren, “YANGIN VE ACİL DURUM ZORUNLULUĞU” sizler için oldukça, “DÜŞÜNDÜRÜCÜ” olmuştur.  Birçok sağduyulu yatırımcı ve sorumlu yöneticiler,  böyle bir zorunluluğa kısa sürede uyum göstererek, bu konuda hizmet veren ve görev yapan bizlerle doğru çalışmalar yapmıştır. Birçok yatırımcı ve sorumlu yönetici de, her zamanki gibi işin kolay ve “KENDİLERİNİ ALDATICI” yolları kullanarak, yasal yönetmelik kapsamına uymuş gibi görünmüşlerdir.

Bu değerli arkadaşların “YEGÂNE ŞANSLARI” bir yangın olayı ile karşılaşmamış olmalarıdır. Yönetmelik kapsamı artık mahkeme ve savcılık nezdinde kullanıma girmiş olup, bilirkişiler, kusur açısından çok kolay değerlendirme yapmaktadır. Özellikle sigorta kuruluşları, kendileri de sorumlu olmakla beraber, bu yönetmeliğin aşağıdaki ilgili maddesinin nasıl kullanacağını çok iyi bilmektedirler.

2002 yılından beri ülke genelinde uygulanmakta olan ve 2007 ile 2009 yıllarında iki defa revize edilen, “binaların yangından korunması hakkındaki yönetmeliğin”, kapsamı ile ilgili herkesi çok ciddi biçimde ilgilendiren 6. maddesinin dikkatle ele alınması gerekmektedir.

6 madde dikkatle incelendiğinde, , “BİNADA MEYDANA GELECEK BİR YANGIN HALİNDE”, yangındaki kusurun tamamı binanın projesinden başlayarak, işletme aşamasından yangın anına kadar sorumluluk alan kişi yada kuruluşların olacaktır. Bu konuda savunulmayacak tek şey ise; “BEN İTFAİYE VEYA RESMİ MAKANLARDAN ONAY ALDIM. ONLAR ONAYLADILAR BEN SORUMLU DEĞİLİM” şeklindeki savunmadır.
Ülkemizin çok değerli yatırımcısı, tasarımcıları, yüklenicileri, taşeronları, işletmecileri, bina sahipleri ve binanın acil durum sorumluları;

Yönetmelik sizleri, 6. madde kapsamında sorumlu kılmıştır. Bununla beraber 9 madde olarak sunmuş olduğum, “Aykırılıklar” bu sorumluluğunuzu sabote ederek,  “sinsi biçimde” sizlere adeta bir tuzak hazırlamaktadır. Böyle bir atmosferin, ”gerçeği hatırlatması” yaşanacak ciddi bir yangını beklemektedir.

Bu konuda sunabileceğim çözüm önerileri;

Yangın ve felaket bazlı acil durumlar, tıpkı doktorluk, mali müşavirlik veya avukatlık gibi çok özel bir meslektir. Bu konuda;

  1. Yatırımcı ve bina sahipleri, yapacağınız ve yürüttüğünüz her türlü proje ve işletme çalışması için, mutlaka bir yangın ve acil durum danışmanı ile çalışınız ve sözleşme yapınız. danışman seçiminiz konusunda kesinlikle mühendislik ve konusunda deneyim arayınız.
  2. Yükleniciler, taşeronlar, proje müellifleri ve müdürleri, işletme müdürleri, teknik müdürler ve mühendis arkadaşlar. sizler kendi uzmanlık alanlarınızı temsil ediniz ve danışmanın işine karışmayınız, sorumluluğu ona bırakarak, birlikte iyi bir ekip oluşturunuz. danışman sizin yükleneceğiniz kusurları üzerine alarak, doğrusunu yapacaktır.
  3. Değerli mühendisler, farklı kategoride, hem proje hazırlayıp, hemde danışmanlık yapmayınız.
  4. Yatırımcıdan mühendise kadar, herkes tanımlanmış, onaylanmış ve sertifikalı yapı malzemelerini, sistem ve cihazları kullanın. bu konuda danışman ile mutlaka uyum içinde olun.
  5. Yatırımcı ve bina sahipleri, bina işletmeye geçmeden 2-3 ay önceden bina işletme kadrosunu mühendis bazlı olarak önceden göreve getirin. bu kadro binayı ve yapılan yatırımı çok iyi öğrensin. çünkü bütün yapılanların, işletme aşamasında, akıllı bir bina olarak yaşatılması gerekiyor. eğer bu yapılmazsa, proje aşamasında yaratılan ideal yapı sabote olur ve binada kusur olabilecek sebepler öneli karmaşa yaratır.
  6. Bina ve tesisin yangın ve acil durum senaryolarını mutlaka, her türlü koşulda bire bir test ettiriniz.
  7. Yönetmeliğin en yanıltıcı bölümlerinden birisi, bina ve tesislerin acil durum planlarının, eğitimlerinin ve tatbikatlarının, binanın mühendislik ve otomasyon alt yapısının düşünülmeden, sivil savunma kapsamına göre değerlendirilerek, eğitimlerin ve tatbikatların itfaiye bazlı olarak yapılmasının istenmesidir. böyle bir yapının  binanın mühendislik ve otomasyon gerçeğine uymamaktadır. binanın taşıdığı riskler ve bu riskler uygun biçimde hazırlanacak planlarla, yapılacak eğitimlerin akabinde, haberli ve habersiz senaryolu tatbikatlarla binanın yangın ve acil durum güvenliği sağlanmalıdır. bugün itfaiyenin 4 dakika gibi bir sürede olay yerine geldiği bir durumda, binadaki mücadeleyi otomasyona bırakıp, iyi bir haberleşme ile insanların sağlıklı tahliyesinin hesapları yapılmalıdır.
  8. Deprem başta olmak üzere, küresel ısınmanın getirmiş olduğu global afetler için bina ve tesislerde özel afet, arama ve kurtarma ekipleri oluşturulabilir. Bu durumda iyfaiye ve il afet ve acil durum ekipleri ile bir planma yapılabilir.
  9. Dünyada bu tür yangın ve felaket bazlı çalışmaların temelinde, “busıness contınuıty management (işin sürekliliği yönetimin)” ile ilgili çalışmalar yatmaktadır. yapılan risk değerlendirmeleri ile birlikte sahip olunan avantajlar ve bunların çalışanlarla entegrasyonu, olağan üstü durumlarda (global ekonomik gelişmeler) ve felaket bazlı ortamlarda, bina ve tesisin sürekliliğini sağlayacaktır. bu konuyu mutlaka titizlikle takip ediniz. bu konuda yapılan tüm yatırımların verimi ancak bu şekilde alınacaktır. aksı takdirde bir olayın meydana gelmesine kadar şansa olacaktır

SAYGILARIMLA

SEYDİ RIZA GÜNEY